Ay: Ağustos 2022

Bulaşık makinesi, sık yıkanma, deterjanlar, yüksek sıcaklık gibi etkenler bardakların çizilmesine ve matlaşmasına neden oluyor.Mat ve kirliymiş gibi bir görünüm oluşturduğu için çoğu zaman çözüm, bardakları yenilemek olarak görülüyor. Peki, bardakların çizilmesi önlenebilir mi? Çizilmiş bardaklar eski haline nasıl getirilir? Cevapları yazımızı sonuna kadar okuyarak öğrenebilirsiniz. Bardakların çizilmesinin en büyük sebebi, ne tezattır ki bulaşıkların yıkanmasında en çok yardımcınız olan bulaşık makinesidir. Bulaşık makinesinde birkaç konuya dikkat ederek yeni oluşacak çizikleri engelleyebilir, önerilerimizle de var olan çizikleri yok edebilirsiniz.

BULAŞIK MAKİNESİ BARDAKLARI NEDEN ÇİZERBulaşık makinesinin verimli bir şekilde çalışabilmesi için tuz ve parlatıcıya ihtiyacı vardır. Bu ikisinin eksik olduğu durumda makine düzgün çalışmamaya başlar ve çiziklerin oluşmasına sebep olur.Hepsinin bir arada olduğu bulaşık makinesi tabletleri,makinenizin ihtiyaç duyduğu tuz ve parlatıcıyı sağlamaz.Bu nedenle göstergeleri takip ederek tuz ve parlatıcının eksik olmamasına dikkat etmelisiniz. Şebeke suyunun sertliği ve kireç oranı, çizikler oluşmasına sebep olurken bu ikili suyu yumuşatarak çiziklerin oluşmasını engeller. Bulaşık makinenizde kullanacağınız jel ve sıvı deterjanlar,parlatıcının olmadığı durumda parlatıcı gözüne ekleyebileceğiniz sirke,bulaşık makinesinin içinin belirli aralıklarla temizlenmesi uygulayabileceğiniz yöntemlerden birkaçı.
Makineye bulaşıkların nasıl yerleştirildiği de çiziklerin oluşmaması için önemli. Eğer bulaşık makinenizi gereğinden fazla dolduruyorsanız bu durum hem bulaşıkların düzgün bir şekilde temizlenmemesine hem de çiziklerin oluşmasına neden olacaktır. Bulaşıkları makineye kirli bir şekilde koymak yerine bir kağıt peçeteyle kirini alabilir ya da sudan geçirebilirsiniz. Kir kalıntıları bulunan bulaşıkları makineye yerleştirdikten hemen sonra yıkamadığınızda bu kalıntılar makinede beklediği süre içinde bulunduğu zemine kuruyup yapışacaktır. Sonrasında makinenin göndermiş olduğu tazyikli su, kalıntıların yüzeyden çıkarken çizikler oluşturmasına yol açar. Bu kalıntılar aynı zamanda makine içerisinde sağa sola hızlı bir şekilde çarpıp cam yüzeylerde çizikler oluşturur.

ELMA SİRKESİ:
Çizilen bardaklarınız için kullanabileceğiniz yöntemlerden biri elma sirkesi. Elma sirkesini bire bir oranda suyla karıştırarak çizilmiş bardaklarınızı bu karışımın içerisinde bir saat kadar bekletin. Ardından yumuşak bir bezle ovalayarak bardakları parlatın. Eğer sirke kokusundan rahatsız olursanız hassas bir deterjanla elde yıkayabilirsiniz. Eğer az sayıda bardakta çizik söz konusuysa bu durumda sirke damlattığınız ya da sirkeye batırdığınız bir bez ile çizik bardakları ovalayarak silmeniz yeterli. Ardından nazikçe yıkayıp kurutarak çiziklerin ve mat görünümün yok olduğunu göreceksiniz.

İNCİR YAPRAĞI:Evet, taze incir yaprağı kullanarak bardaklardaki çiziklerden kurtulabilirsiniz. Dalından kopardığınız taze incir yapraklarıyla çizilmiş cam bardaklarınızı ovmanız yeterli. Ardından elde ya da makinede yıkayarak çiziklere elveda diyebilirsiniz. Verdiğimiz önerilerle cam bardaklarınızdaki çiziklerinizden kurtulabilir, tekrar oluşmasını engellemek için bulaşık makinenizi bakımdan geçirip kullanma talimatlarına uygun şekilde kullanabilirsiniz.

Serçe Allah’a küsmüştü. Günler geçiyordu ve serçe hiçbir şey söylemiyordu. İçine kapanmış derin bir hüzne boğulmuştu. Artık Rabbine bir şey demiyor ve onunla konuşmuyordu! Melekler merakla Allah’a serçeyi soruyorlardı ve her defasında Allah, meleklere “o gelecek” diye cevap veriyordu. “Çünkü onun sesini duyacak tek kulak benim ve onun minik kalbindeki derdini anlayacak olan da tek benim” diyordu. Bir zaman sonra serçe, kalbi hüzün, gözü yaşla dolu bir halde bir ağacın dalına kondu. Hiçbir şey söylemiyordu öyle sessiz sessiz bekliyordu.
Allah,serçeye seslendi.

Söyle bana! Canını sıkan ve kalbini hüzne boğan derdin nedir senin Melekler serçe ne söyleyecek diye ona bakıyordu. Serçe mahzun biraz da sitemli ses tonuyla; “Küçük bir yuvam vardı. Yorulduğumda dinlendiğim üşüdüğümde sığındığım. Kimseyi rahatsız etmiyordum ve kocaman Dünya’da ufacık bir yerdi kimsenin yerini dar etmiyordu.Sen onu da bana çok gördün neydi o zamansız fırtına?Esip yıktı yuvamı ve beni yuvasız bıraktı.”

Artık konuşamadı serçe sözleri boğazında düğümlendi. Sessizlik Arş-ı rahmanda yankılanıyordu ve melekler başlarını eğmiş Allah’ın vereceği cevabı bekliyordu.
Allah; “ sen, o yuvanda dinlenirken seni avlamak isteyen bir yılan yuvana doğru geliyordu, seni yılandan korumak için fırtınaya emrettim yuvanı yıksın diye böylece sen oradan uzaklaşarak yılandan kurtuldun. Nice belalar var ki muhabbetimle senden uzaklaştırdım ve sen kuşatıcı muhabbetimi görmüyor geçici belalardan dolayı bana düşman oluyorsun. “ Serçenin gözleri doldu ve hüngür hüngür ağlamaya başladı ve onu çok seven Allah’ın şefkat ve merhametine hayran kaldı. Utangaç bir sesle “ affet Allah’ım “ diyebildi sadece. Ve gönül sözü Arş-ı İlahi’de yankılandı “Affet Allahım” * Başımıza gelen her musibbette, elbette ki nice hayırlar gizlidir. Rabbimize isyan etmek yerine, olanda hayır vardır diyerek rıza göstermek gerekir.

Bu açıklama o ilde bayram havası yarattı. Türkiyenin uzun zamandır gündeminde olan 82. il açıklamaları netliğe kavuşamamıştı. 82. İl için açıklama az önce geldi. Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. yıl dönümünde Tarsus’un il olabilmesi için bir mücadele başlattıklarını söyleyerek, “Bu Tarsus’un tam bağımsızlık mücadelesidir. Burada da aynı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi acı da olacak, gözyaşı da olacak, emek de olacak, alın teri de olacak. Birçok şey olacak. Ama şuradan emin olun, Tarsus il olmak zorunda” ifadelerini kullandı. Bozdoğan, belediyeye ait makam aracının plakasını da 82 NK 001 olarak güncelledi.

Tarsus Belediyesince hazırlanan, 21 oda ve 58 medya kuruluşunca desteklenen ‘İl’le de Tarsus’ projesinin tanıtımı yapıldı. Tarsus Spor Salonunda gerçekleştirilen ve sanatçı Meltem Cumbul’un sunuculuğunu yaptığı projenin lansmanına, ilçedeki sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra sanat çevresinden de bir çok kişi katıldı. 10 bin yıl öncesine dayanan tarihi ve 400 bine yaklaşan nüfusu ile bir çok ilden daha büyük olan Tarsus’un coğrafi konumu, sosyolojik ve ekonomik yapısı ile mitolojik tarihini anlatan sinevizyon gösterisi ile başlayan programda, sivil toplum örgütü temsilcileri tarafından ilçenin neden il olması gerektiğini ifade eden konuşmalar yapıldı.

“BU TARSUS’UN TAM BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİDİR”

Dans gösterilerinin yer aldığı ve sunucu Meltem Cumbul’un ‘İl’le de Tarsus’ mobil uygulamasının tanıtımını yaptığı lansmanda konuşan Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken kimsenin altın tepside sunmadığını, kanla, göz yaşıyla, acıyla kurulduğunu söyledi. Bugün de bu tarihi günde atılan bu adımı ‘Tarsus’un tam bağımsızlık mücadelesi’ olarak nitelendiren Bozdoğan, “Burada da aynı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi acı da olacak, gözyaşı da olacak, emek de olacak, alın teri de olacak. Birçok şey olacak. Ama şuradan emin olun, Tarsus il olmak zorunda” diye konuştu.

Konuşmasını Tarsus’un 10 bin yıllık tarihi geçmişinden bahsederek sürdüren Bozdoğan, “Milattan önce bin 200’lü yıllarda Konya Krallığı döneminde Tarsus nasıldı? Milattan önce üç bin yılında Tarsus’un en önemli ticaret merkezi olmasını sağlayan şey neydi? Neolitik dönemde Tarsus’un tarım ve ticaretin başkenti olduğunu biliyor musunuz? Romalılar, Fransızlar, Mısırlılar bu kentte ne aradılar? Neden istila ettiler? Niçin başkent ilan ettiler? Tarsus niye bu kadar cazipti? Emin olun bu soruların yanıtlarını vermekte hepimiz zorlanırız.
Bugün burada sizlerle birlikte bu yaşlı kenti ayağa kaldırmak, gençleştirmek ve dünyaya yeni gelmiş bir bebek gibi saf, tertemiz, hak ettiği gibi besleyip büyütmek için bir arada bulunuyoruz. Aslında biz bize yeteriz. Tarsus’un il olmasını talep etmek ve il olması için gerekliliklerin var olması, bildiğiniz üzere Tarsus’u il yapmak için yeterli olmadı hiçbir zaman. Neden? Belki de Ankara lobisinin çok zayıf olmasıydı. Yerel yönetimlerin belki de bu tutumu sivil toplum kuruluşları ve halkla paylaşmamış olmasıydı. Belki de Mersin lobisinin devreye girip bu gibi bu gibi olayda Tarsus’un il olmaması için sıkıntı oluşturmasıydı” diye konuştu.

“BAĞLARIMIZDAN KURTULMAK İSTİYORUZ”

Tarsus’un, Mersin ve Adana’dan çok daha eski bir kent olduğunun özellikle bilinmesini istediğini vurgulayan Bozdoğan, şöyle devam etti; “Kentimizi hür irademizle yönetebilmek, kentimizi bağları olan bir yapıdan kurtarabilmek, kendi kararlarını kendi halkıyla verebilen bir kent oluşturabilmek, ticaretiyle, tarımıyla, kültürüyle, sanatıyla, eğitimiyle güçlü bir kent olabilmek adına, Tarsus’un il olmasını istiyoruz. Tarsus müstakil ilçeler sıralamasında birinci sırada bulunuyor. Yani demek oluyor ki kentimiz, sağına soluna bakılmaksızın il yapılabilecek ilçeler sıralamasında ilk sırada. Milattan önce 66 yılında Tarsus Kilikya’nın başkenti konumundayken nüfusu 450 bindi. Yani şu anki durumuyla benzer bir durumdaydı. Aynı koşullarda Tarsus’un iki bin yıl önce başkent ilan edilmiş olması bile, il yapılmasını zaruri kılan nedenlerden bir tanesidir. Tarsus’un Mersin’in bir ilçesi olmaması gerektiğini yalnızca bizler, sizler, bu salondaki destekçilerimiz söylemiyor.
Yalnızca 400 bin nüfuslu Tarsuslu hemşehrilerimiz, esnaflarımız, eğitimcilerimiz söylemiyor. Yalnızca aydınlarımız, sanatçılarımız, yazarlarımız söylemiyor. Yalnızca odalarımız, derneklerimiz, muhtarlarımız söylemiyor. Tarsus’un il olmasını Asurlular istiyor, Tarsus’un il olmasını Hitit İmparatorluğu istiyor, Tarsus’un il olmasını Roma İmparatorluğu istiyor, Tarsus’un il olmasını zulümden kaçan yedi uyurlar istiyor. Kölelikten kurtularak bağımsızlığını kazanan Bilali Habeşi istiyor. Tarsus’u tüm dünyaya tanıtan Saint Paul istiyor. Tarsus’a dağlarımızın eteklerinden bakan Yörük annemiz istiyor. Tarsus’u her sabah çörek kokularıyla uyandıran Arap teyzemiz istiyor. İyi günde kötü günde birbirimize sarıldığımız Kürt kardeşimiz istiyor.”

MAKAM ARACININ PLAKASINI 82 YAPTI

Bu arada Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, belediyeye ait makam aracının plakasını da 82 NK 001 olarak değiştirdi. Bozdoğan, toplantı salonuna 82 plakalı makam aracıyla geldi.

AFAD tarafından İstanbul, Tekirdağ, Kırklareli, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Yalova, Kocaeli, Sakarya ve Edirne valiliklerine kuvvetli yağış uyarısı yapıldı. AFAD, Meteoroloji’den alınan bilgilere göre yağışın sabah saatlerinden itibaren etkili olması bekleniyor. AFAD Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi (AADYM),kuvvetli yağışlara karşı; İstanbul, Tekirdağ, Kırklareli, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Yalova, Kocaeli, Sakarya ve Edirne valiliklerine uyarı mesajı gönderdi.

SABAH SAATLERİNDE ETKİLİ OLMAYA BAŞLAYACAK

AFAD tarafından gönderilen uyarıda, kuvvetli yağışın başlama tarihine ilişkin de bilgi verildi. Buna göre yağışın sabah saatlerinden itibaren etkili olacağı ifade edildi. Vatandaşların, evlerden çıkarken tedbir alması gerektiğini altı çizildi.

AKOM’DAN DA UYARI GELDİ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) Afet ve Koordinasyon Merkezi (Akom)’dan yapılan açıklamada, yağışlı havanın etkisi altına gireceği, 3 Eylül Cumartesi gününe kadar etkili olması beklenen sağanak yağışa karşı tedbirli olunması gerektiği ifade edildi.

“3 EYLÜL’E KADAR DİKKATLİ OLUNMALI”

Akom’dan yapılan açıklamada, ” İstanbul’da geçtiğimiz hafta kendisini gösteren yer yer kuvvetli yağış ve kararsız hava etkisini yine gösterecek. AKOM, İstanbul il geneli için bugünden 3 Eylül Cumartesi gününe kadar vatandaşları her ihtimale karşı dikkatli olmaları ve yapılan uyarıları takip etmeleri adına uyardı.

Meral Akşener, “Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa sandığa gitmem” diyen vatandaşa böyle yanıt verdi İstanbul’da esnaf ziyareti gerçekleştiren İYİ Parti lideri Meral Akşener, “Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa sandığa gitmem” diyen vatandaşa yanıt verdi. Akşener, “Yapmayın, öyle yapmayın” dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine çok az bir süre kalmasının ardından muhaletin adayı merak konusu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına kesin gözüyle bakılırken vatandaşlardan çarpıcı çıkışlar gelmeye devam ediyor.

İstanbul’un Çekmeköy, Sancaktepe ve Sultanbeyli ilçelerinde vatandaşlarla bir araya gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e bir esnaf, “Düzgün bir aday çıkmazsa biraz zor gibi. Kılıçdaroğlu’nu koyarsanız biraz zor bu iş. İlla Kılıçdaroğlu olursa gidip oy bile kullanmam. Ne diye görmediğim insana oy vereyim. Bugüne kadar bu iktidarı kim ayakta tuttu, biliyorsunuz yani. CHP’nin muhalefeti sıfır” dedi.
“Yapmayın öyle yapmayın”

“Kılıçdaroğlu aday olursa gidip oy bile kullanmam” sözleri üzerine “Yapmayın, öyle yapmayın” diye yanıt veren Akşener, daha sonra vatandaşa “Kesin CHP’lisin. CHP’liler böyle yapıyor genel olarak” ifadelerini kullandı.Vatandaş ise “Değilim. Eskiden beri MHP’liydim, son iki seçimdir İYİ Parti’ye oy veriyorum ama ortak aday Kılıçdaroğlu çıkarsa hiç sandığa gitmem” dedi.

Ümit Özdağ cumhurbaşkanı adayını açıkladı… Özdağ, Zafer Partisi olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı göreve çağırdıklarını duyurdu. Özdağ, “Bundan sonra karar Mansur Yavaş’ındır” dedi. Eğer Yavaş vazifeyi kabul etmezse, Türkiye’nin Atatürkçü, vatansever bir aday bulacağını söyledi.

YAVAŞ CEPHESİNDEN AÇIKLAMA

Ankara Büyükşehir Belediyesi sözcüsü, dün Yavaş’ın adı gündeme geldiğinde açıklama yapmış, adaylık iddialarını yalanlamıştı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Koordinatörü Volkan Memduh Gültekin, Twitter hesabından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için kritik bir açıklama yaptı. Yavaş’ın adaylığı hakkında çıkan haberlerin spekülatif olduğunu belirten Gültekin, ABB’nin haberler ile ilgisinin olmadığını bildirdi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada “Bazı sosyal medya hesapları ve haber sitelerinde Başkanımız Sn. Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı adaylığı hakkında spekülatif haberler yer almaktadır. Bu haberlerle hiçbir ilgimiz bulunmamaktadır” denildi.

Artık Kullanamayacak Bu Kişiler Artık Araç Kullanamayacaklar. Ülkemizde ki sürücüleri ilgilendirmekte olan önemli bir hamle
Trafikte yaş düzenlemesi, Trafikte yeni düzenlemeler kapsamınca, 5 yılda bir olmak üzere yine s-ağlık raporu istenmesi gündem amacıylade. Kimlerden talep edileceği ise merak edilen bir hususydu. İleri Sürüş Güvenlik Uzmanı Ethem Genim, konuya dair Yeni Şafak’a yapmış varolduğu açıklamada ehliyette nasıl ki 18 yaşının üstündeki adaylara gerekli testleri geçmeleri halinde belge veriliyorsa, aynı sürecin yaşlılıkta da olması gerekliliğini dile getirdi.

Konuy ile alakalı açıklamalarda tayin edilen Ethem Genim, algılar kapanıyor, r-efleksler azalıyor, insanların yaşa girdikçe algılarının giderek azaldığına, r-efleksin de aynı biçimde zayıfladığını vurguladı. Genim şu sözleri aktardı: “Tabi bütün şunlar üst üste gelince sözünü ettiğimiz küme, trafikte ciddi bir r-isk yükselişinı da yanı sıra getiriyor” ifadesini kullandı. Kraliçe II. Elizabeth’in eşi Prens Philip’in geçen vakit yapmış bulunduğu k-aza sadece İngiltere’nin değil bütün dünyanın gündemine oturdu.

K-azanın sonrası İngiltere’de ve bütün Avrupa’da tartışılmaya başlanan “Kaç yaşından sonra ehliyete el mevzulmalı” sorusu büyük ses getirdi. Hali hazırda Türkiye’de sürücülerin 60 yaşından itibaren her 5 senede bir kontrole girip rapor aldığını ehemmiyetini vurgulayan Genim, sözlerini şöyle sürdürdü: Rapor aldığını ehemmiyetini vurgulayan Genim, şöyle devam etti: “85 yaş üst sınır olsun “Rapor alınıyor ancak rapor ederın nasıl bölgelarda alındığını hepimiz biliyoruz.

Bu raporları almak çok zor değil. Basit bir emlak satışında dahi noterin evvela h-astaneden rapor istediğini hatırlatan Genim, ”K-riterlere uymayan kişilerin noter huzurunda bir satış yapması söz konusu olamıyor” diyerek bildirdi. Araç kullanmanın da çok önemli varolduğunu diğer insanların da y-aşamını etkilediğini, s*-lah almak isteyenlerin nasıl ruhsat amacıyla 6 ayrı doktorun kontrolünden geçtiyse, ehliyetin de bu derecede önemli varolduğunu söyleyen, Genim şu sözleri son olarak aktardı: “Aynı şekilde ehliyet alımında da işin sıkı tutulması gerekliliğini düşünüyoruz. Kontrolsüz kullanılacak olan bir aracın da s*-lahtan farklı yok.” dedi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattı’ndaki çalışmaların 2023 sonunda tamamlanmasının planlandığını söyledi. Proje tamamlandığında bölgenin çağdaş bir görünüme kavuşacağını dile getiren İmamoğlu, bölgedeki sıkıntılı görüntünün azami bir yıl daha süreceğinin altını çizdi. İBB’nin Alibeyköy’den başlayıp Cibali’de biten Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattı’nı Eminönü’ne ulaştıracak projesinin ilk kazık imalat töreni, İBB Başkanı İmamoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Ragıp Gümüşpala Caddesi’ndeki törende, projenin mühendislerinden ve yetkililerden bilgi alan İmamoğlu, Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattı projesindeki birçok eksiği giderdiklerini söyledi.

Söz konusu çalışmalara Unkapanı Kavşağı Köprüsü’nü örnek gösteren İmamoğlu, “Bunları projelendirdik, imalatını yaptık, şimdi de tramvayın kalan kısmını yapıyoruz.” dedi. Hattın gelecek sene biteceğini kaydeden İmamoğlu, şöyle konuştu: “Eminönü-Alibeyköy Hattı bizden önce ihale edilmiş ama işin neredeyse büyük bir kısmını biz yaptık. Daha enteresanı, bu tür yer altındaki sorunlar çözülmemişken üstüne ray döşeyip gittiler. Bir süre sonra ne oldu? Raylar daha üstüne tren gelmeden, ray bile döşenmemişti belli yerlerde, orada dökülen betonlar çökmeler yaptı 50-60 santim. Dolayısıyla biz şu anda yerin altında 60-80 metre yüksekliğinde kazıklar çakarak bir nevi viyadük yapıyoruz. Zor bir iş ama az kaldı. İnşallah 2023’ün sonuna doğru da tramvayı bitirmiş olacağız.”

Bölgede tramvayın yanı sıra viyadük ve İSKİ’nin bütün geçişlerini yaptıklarını anlatan İmamoğlu, “Biz 2023’ün sonunu tedbirli konuşuyoruz ama burada gerçekten çok hızlı çalışıp bir an önce burayı açtığımızda şöyle bir güzellikle buluşacağız. Şu anda İETT otobüslerinin olduğu yer belki de İstanbul’un en güzel meydanlarından birine dönüşecek, Eminönü Meydanı. Hem meydandaki farklı işgaller ortadan kalkacak hem de burası pırıl pırıl bir yeşil alana dönüşecek.” değerlendirmesini yaptı.

Proje tamamlandığında bölgenin çağdaş bir görünüme kavuşacağını dile getiren İmamoğlu, bölgedeki sıkıntılı görüntünün azami bir yıl daha süreceğinin altını çizdi. İmamoğlu, Unkapanı Kavşağı Köprüsü’ndeki bağlantı yollarının bir ay içinde ulaşıma açılacağını sözlerine ekledi.

Dünyanın en büyük nüfusuna sahip en büyük 2. ekonomisine sahip olan Ülke Cin’den çok önemli bir Türkiye h’amlesi geldi Türkiye her geçen gün büyüyor dış ihracatımız ise r’ekorlar kırıyor bunun takipçisi olan Cin’den çok önemli Türkiye hamleleri peş peşe gelmeye başladı Tetsi ad Başkanı olan Hasan Hüseyin Bayram, geçmişteki üretici konumunu kaybeden Cin’in Menşei Ülke Cin etiketi yerine Menşei Ülke Türkiye olan ürünleri aldığını söyledi.

CİN’DEN TÜRK ÜRÜNLERİ H’AMLESİ GELDİ

Perdeden yatak örtüsüne, bornozdan döşemelik kumaşa kadar 180 ülkeye ürün satan Türk ev tekstili sektörü; kalite ve hızlı teslimatla sadece Avrupalıların değil Uzak Doğu ülkelerinin de dikkatini çekiyor. Tetsi ad Başkanı Hasan Hüseyin Bayram, Cinliler bile kendi Menşei Ülke Cin etiketi yerine Menşei Türkiye olan ürünleri alıyor. Menşei Türkiye etiketinin kaliteli olduğunu biliyorlar. Bütün dünya ürettiğimiz ürünlerin kalitesinin farkında ve dillerinden düşürmüyorlar.’ dedi.

Türk ev tekstili sektörü, kalite ve hızlı teslimatla sadece Avrupalıların değil Uzak Doğu ülkelerinin de tercihi. Tetsi ad Başkanı Hasan Hüseyin Bayram, “Uzak Doğu ülkelerinde Menşei Cin etiketi yerine Menşei Türkiye aranıyor. Avrupa’ya Cin’den daha hızlı ulaşıyoruz. Bazen müşteri ‘evraklar nerede’ diye soruyor. Ürünlerimizi Avrupa’ya bankadaki evraktan daha hızlı gönderiyoruz” dedi.

Dünyada Türk ürünlerine bakış nasıl
Son zamanlarda yaptığımız araştırmalarda şunu gördük; Uzak Doğu ülkeleri Menşei Cin yerine Menşei Türkiye etiketini tercih eder hale geldi. Türkiye’de üretilen ürünler gerçekten çok kaliteli. Ürettiğimiz mamullerde ana pazar Avrupa. Nasıl ki Avrupalı ürünlerimizi kullanıyorsa Asya ülkeleri de Türkler güzel mal yapar Türklerden mal alalım diyorlar. Cinliler bile kendi Menşei Cin etiketi yerine Menşei Türkiye olan ürünleri alıyor. Menşei Türkiye etiketinin kaliteli olduğunu biliyorlar. Bütün dünya ürettiğimiz ürünlerin kalitesinin farkında ve dillerinden düşürmüyorlar Türkiye’nin kalitesi ve başarısı tüm dünya tarafından takdir toplamaya başladı

Denetim korkusu galericileri harekete geçirdi: Otomobil fiyatları 100 bin TL’lik sert düşüş yaşadı Otomobil sektörünü canlandırmak amacıyla yürürlüğe konan 6 ay ve 6 bin kilometre şartına uyulup uyulmadığı konusunda Ticaret Bakanlığı, Ticaret İl Müdürlükleri aracılığıyla 15 Eylül’den itibaren 81 ilde denetimlere başlayacak. Bu denetimlerden çekinen galericiler ise elindeki sıfır araçları bayi liste fiyatıyla online satış sitelerine koyunca bir çok aracın fiyatında 100 bin TL’lik düşüş yaşandı Denetim korkusu galericileri harekete geçirdi Galericiler 6 ay ve 6 bin kilometre düzenlemesiyle beraber yaklaşık 18 bin adet ikinci el ve sıfır aracı online platformda satışa çıkardı. 15 Eylül’den sonra 6 ay ve 6 bin kilometre sınırlamasına takılmak istemeyen galeriler, fahiş kazancını neredeyse sıfıra indirdi. Geçmiş dönemlerde bayiden aldıkları sıfır araçlara 50-100 bin lira fark koyarak satan galerilerin, yasal düzenlemeyle birlikte bayi liste satış fiyatına gerilediği gözlemlendi.
Araç fiyatları bayi fiyatlarına yaklaştı

Türkiye’de en fazla satışı uygulanan vasıtalardan Fiat Egea 1.3 Multijet Urban Dizel Manuel Sedan aracının fiyatı bayide 529 bin 900 lirayken, çevrimiçida da 549 bin liraya kadar geriledi. Egea’nın bu alternatifi planlama öncesinde arz aksilikindan kaynaklı sıra makaleldığı için galericiler yönünden minimum50 bin lira farkla satılıyordu. Yine en fazla satılan bir diğer model olan Renault Clio 1.0 TCe Joy Benzin Yarı Otomatik Hatcback aracının bayi fiyatı 485 bin 900 lira iken çevrimiçi da fiyatı 458 bin 500 liraya kadar geriledi. Bayi fiyatından daha az fiyata satılan ikinci el sıfır Clio, galerilerin planlamaye takılmamak için vasıtaları daha uygun fiyatlı fiyata verilenni de meydana koydu.
Araçlar normal satış fiyatlarına dönüyor

Fiyatları aşağıya çekilen modeller arasında Citroen de bulunmakta. Citroen C3 1.2 PureTech Shine Bussines Benzin Otomatik Hatcback aracının sıfır bayi satış fiyatı 537 bin lira iken, çevrimiçi satış platformunda galericinin sattığı fiyat ise 538 bin lira oldu. Opel Corsa 1.2 Elegance Benzinli Otomatik Hatcback aracının sıfır bayi satış fiyatı 599 bin 900 lirayken, internette 598 bin liraya satışa çıktı. Yine pazarının en fazla tercih edilen ve sıraya makalelan vasıtalarından Skoda Scala 1.0 TSI Comfort Benzinli Otomatik aracın sıfır model bayi satış fiyatı 619 bin 900 lira iken, bu zamancın internet satış fiyatı ise 630 bin liraya kadar düştü.
Arz sorunu çözülürse indirimler ikinci el araç sektörüne de yansır

RS Oto Ekspertiz Marka Başkanı Fatih Yanık, “Son 3 aya baktığımızda yaklaşık 200 bin adet sıfır kilometre binek ve hafif ticarinin satıldığını görebiliyoruz. Yani sıfır araç var ve satılmış. Ancak nihai tüketici bulamamış. Bu durum alınan kararların etkisiyle yıl sonuna doğru değişecek, nihai tüketici bayilerden sıfır kilometre araca ulaşacaktır. Sıfır araç problemi ortadan tamamen kalktığı takdirde sene sonuna kadar ikinci elde fiyatlar ortalama yüzde 20 dolayında düşüş gösterebilir” diye konuştu. Arabam.com sistemini güncelliyor Yeni 6 ay ve 6 bin kilometre düzenlemesine takılmamak için fırsat kollayan satıcılara karşı sahibinden.com’dan sonra arabam.com da sistemini buna göre düzenleyecek. Düzenlemenin Eylül ayı içerisinde tamamlanacağı tahmin ediliyor.
Ticaret Bakanlığı tarafından geçtiğimiz haftalarda yürürlüğe konan 6 ay ve 6 bin kilometre şartı kapsamında 15 Eylül’de başlayacak olan denetimler galericileri harekete geçirdi. Pek çok galerici elinde bulunan sıfır araçları bayi liste fiyatına online sitelere satışa koyunca araç fiyatları 100 bin TL’lik sert bir düşüş yaşadı.